Türkiye'de Yaşam

Kaçak İşçi Çalıştıran İşverenlere Göçmen Kaçakçılığı Emsal Kararı

İkamet izni ya da çalışma izni olamayanyabancı uyruklu bir şahsı Türkiye’de kaçak olduğunu bile bile istihdam edip kaçak yabancının ülke içerisinde bir yerden başka bir yere gitmesine aracı olarak doğrudan ya da dolaylı olarak menfaat elde etmek, göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturur!

Yukarıda bahsettiğimiz konu 2022 yılındaki bir emsal dava kararında sonuca ulaşmış bulunmaktadır. Yani göçmen kaçakçılığı denildiği zaman yalnızca yabancı uyruklu kişiyi yasal olmayan yollardan Türkiye’ye getirmek olarak düşünmemek gerektiğinin altını çizmekte fayda var.

Göçmen kaçakçılığı davasında verilen emsal karar çalışma izni olmadan personel çalıştıran veya kaçak işçiler ile çalışan işverenlerin korkulu rüyası olacak. Emsal davaya konu olan Afgan uyruklu bir kişiyi kaçak olduğunu bilerek çalıştıran bir işverenin yabancının Türkiye’ye girişine yardımcı olması gibi bir durum bulunmamasına rağmen göçmen kaçakçılığı suçu işlediği oy çokluğu ile kararlaştırılmış olduğu ve cezalandırılması konusunda hüküm verildiği görülmektedir.

Emsal davaya konu olan kararı aşağıdan inceleyebilirsiniz.

T.C. YARGITAY CEZA DAİRESİ

    Esas Numarası: 2021/33116

    Karar Numarası: 2022/20539

    Karar Tarihi: 24.10.2022

    GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞI SUÇU

    ÇALIŞMA İZNİ BULUNMAYAN YABANCIYI ÇALIŞTIRMA KABAHATİ

    KABAHATLER KANUNU UYARINCA YALNIZCA TÜRK CEZA KANUNU GEREĞİNCE CEZALANDIRILMASI GEREKTİĞİ

    ÖZETİ: Türk Ceza Kanunu kapsamındaki göçmen kaçakçılığı suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu, sanığın bu eylemi aynı zamanda çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştırma kabahatine de uymakta ise de Kabahatler Kanunu’nun ilgili düzenlemesi gereği yalnızca Türk Ceza Kanunu’nun ilgili maddesi uyarınca cezalandırılması gerekmektedir.

    KARAR

    Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle; temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ile temyiz sebebine göre, dosya görüşüldü:

    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından, CMK’nın 288 ve 294. maddeleri kapsamında Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının belirttiği hukuka aykırılık nedenleri ile CMK’nın 289. maddesinde sayılan kesin hukuka aykırılık halleri de gözetilerek yapılan değerlendirmede, başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.

    Ancak;

    Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09/06/2020 tarih, 2018/116 esas 2020/279 sayılı kararı uyarınca, yasal olmayan yollardan Türkiye’ye giren, ikamet ya da çalışma izni olmayan, başka bir ülkeye gitme amacı bulunmayan ve ülkemizde sürekli olarak kalmak istediği anlaşılan Afganistan uyruklu göçmeni, kaçak olduklarını bildiği hâlde istihdam etmek ve bu şahsın ülke içerisinde bir yerden başka bir yere gitmelerine aracı olmak suretiyle göçmenlerin yasal olmayan yollardan ülkede kalmalarına imkân sağlaması, kayıt dışı olarak çalıştırdığı göçmen yönüyle sigorta ve vergi masrafları yükümlülüğünün bulunmaması, haksız bir şekilde işlerine son vermesi hâlinde kaçak işçilerin sınır dışı edilme korkusuyla haklarını arayamayacak olmaları ve bu sayede tazminat ödeme gibi yükümlülüklerden kurtulması gibi avantajlar sayesinde doğrudan ve dolaylı olarak menfaat elde ettiğinden, TCK’nın 79. maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki göçmen kaçakçılığı suçunun tüm unsurlarıyla oluştuğu, sanığın bu eylemi aynı zamanda çalışma izni bulunmayan yabancıyı çalıştırma kabahatine de uymakta ise de Kabahatler Kanunu’nun 15/3. maddesi uyarınca yalnızca TCK’nın 79/1-a maddesi uyarınca cezalandırılması gerektiği gözetilmeden, yetersiz gerekçeyle beraat kararı verilmesi,

    Kanuna aykırı ve Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmekle, tebliğnameye aykırı olarak HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayıp sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın 7165 sayılı Kanun’un 8. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK’nın 304/2. maddesi gereğince … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesi’ne GÖNDERİLMESİNE, 24/10/2022 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.

    (Muhalif) (Muhalif)

    KARŞI OY

    Sayın çoğunluk ile aramızdaki uyuşmazlık, sanığın eyleminin göçmen kaçakçılığı suçunu oluşturup oluşturmadığı noktasındadır. TCK’nın 79. maddesinde düzenlenen göçmen kaçakçılığı suçunun fiili unsuru, bir yabancıyı ülkeye sokma veya ülkede kalmasına imkan sağlama ile Türk vatandaşı veya yabancının yurt dışına çıkmasına imkan sağlama seçimlik hareketlerden oluşmaktadır.

    Somut olayda sanık Türkiye’ye yasa dışı yollardan giriş yapmış olan Afganistan uyruklu … isimli kişiyi yanında 13 gün çoban olarak çalıştırdığını, daha sonra eylemin suç olabileceğini düşünerek işine son verdiğini beyan etmiştir.

    Afganistan uyruklu … ise alınan beyanında; Türkiye’ye yasa dışı yollardan giriş yaptığını, sanığın yanında 13 gün çalıştığını daha sonra sanığın işine son verdiğini beyan etmiştir. Afganistanda yaşanan iç karışıklıklar ve ekonomik zorluklar nedeniyle bir çok Afganistan vatandaşı ülkemize yasa dışı yollardan giriş yaparak genellikle köylerde çobanlık yaparak geçimlerini sağlamaktadırlar. Köyde yaşayan ve çiftçilik işi ile geçimini sağlayan sanığın Afganistan uyruklu şahsın ülkeye girme eylemine herhangi bir iştirakı bulunmamaktadır. Ülkemize ne şekilde giriş yaptığını ve oturma veya çalışma izni olup olmadığını bilmeden yanında çalıştırmaya başlamıştır. Afganistan uyruklu şahsın çalıştırılmasının yasak olduğunu öğrenince de işine son verdiğini beyan etmiştir. Ayrıca sanığın Afganistan uyruklu şahsı 13 gün yanında çalıştırması nedeniyle ne şekilde maddi menfaat sağladığına yönelik olarak yerel mahkemece herhangi bir araştırma yapılmamış, bu husus yeterince açıklanıp tartışılmadan maddi menfaatin olduğu kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulmuştur.

    Afganistan uyruklu kişilerin ülkemizde yaygın olarak köylerde çobanlık yapmaları, sanığın köyde yaşayan ve çifçilik işi ile uğraşan bir kişi olması, yanında çalıştırdığı Afganistan uyruklu kişinin yurda ne şekilde girdiğini, çalışma veya oturma izni olup olmadığını bilmediğini, yurda kaçak olarak girdiğini öğrenince de işine son verdiğini beyan etmesi, dosyada savunmasının aksine herhangi bir delil bulunmaması, olay nedeniyle ne şekilde maddi menfaat sağladığı yönünde herhangi bir araştırma yapılmamış olması, suçun manevi unsur ve maddi menfaat unsurları yönüyle oluşmaması nedeniyle;

    … Bölge Adliye Mahkemesi 8. Ceza Dairesinin beraat kararının onanması düşüncesiyle; kararın bozulması yönündeki sayın çoğunluk görüşüne iştirak etmiyoruz.

    İlgili Makaleler

    Başa dön tuşu