Türkiye'de Eğitim

Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Sistemi Nasıl İşler?

Okul öncesi eğitim dönemi bir çocuğun gelişiminde ve kişiliğinin şekillenmesinde, sağlıklı bir bireye olarak hayata hazırlanmasında oldukça önem taşımaktadır.

İnsan hayatında eğitim hiçbir zaman bitmez ve sürekli olarak devam eder. Doğumla başlayıp ölümle son bulacak olan eğitim hayatının temelleri ilk 6 yaşta atılacaktır. Bu döneme erken çocukluk dönemi denmektedir. Erken çocukluk dönemi eğitimi ilk olarak ailede başlar ve sonrasında okulda devam eder.

Türkiye’de okul öncesi eğitim sistemi son yıllarda önemini arttırmış ve Türkiye  genelindeki eğitim politikalarıyla büyükşehirlerden en ücra yerleşim bölgelerine kadar okul öncesi eğitim seferberliği başlatılmıştır.

Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Veren Kurumların Amacı

Geçmişte okul öncesi eğitim kurumları çalışan anne ve babaların yükünü hafifletmek ve çocuklara adeta bakım evi olmakla eleştiriliyordu. Günümüz Türkiye’sinde bu durum tamamen ortadan kalkmış ve okul öncesi dönem çocuklar için tam bir eğitim halini almıştır.

Türkiye’deki okul öncesi eğitim kurumları çocukların; fiziksel, sosyal, duygusal ve bilimsel gelişmeleri için en sağlıklı şekilde tasarlanmış ve çocukları geleceğe hazırlamada son derece etkin bir rol oynamaya başlamıştır.

UNICEF, okul öncesi eğitim kurumları için ‘’hayata başlamanın en iyi yeri’’ diyor ve tüm çocuklara eşit imkanların sağlanması gerektiğini vurguluyor. Bu açıdan Türkiye’de okul öncesi eğitim döneminde çocukların;

Gelecekteki eğitim sistemlerine en iyi şekilde hazırlanması,
Kendini ifade edebilmesi,
toplum içinde bir birey olduğunun farkına varabilmesi,
Yeteneklerinin ve sınırlarını farklında olması,
Becerilerini en iyi şekilde ortaya çıkarması,
Sosyal bir birey olarak yetişmesi amaçlanmaktadır.
Türkiye’de Okul Öncesi Eğitim Sisteminde Kayıt İşlemleri Nasıl Yapılır?

Türkiye’de 0-6 yaş arasındaki tüm çocuklar için farklı eğitim imkanları sunan okul öncesi eğitim kurumları bulunuyor. Bu kurumlar devlet okulları bünyesinde ‘’anaokulu’’ olarak bulunduğu gibi özel kurumlar olarak da karşımıza çıkabiliyor.

Okul öncesi eğitim için kayıtlar Haziran ayının üçüncü haftasından itibaren başlamaktadır. Kayıtlar sadece e-okul sistemi üzerinden gerçekleştirilir ve kayıtlarda hiçbir belge talep edilmez.

Yabancı uyruklu çocukların okul öncesi eğitim kurumlarına kayıtları için ikamet izni bulunması gerekmektedir. Başvuruları devam eden ve geçici kimlik numarası bulunan yabancı uyruklu çocukların kayıtları pasaportlarındaki veya oturma belgesindeki bilgilere göre düzenlenir.

36 ayını tamamlamış ve 66 ayını doldurmamış her çocuğun anaokullarına ve okul öncesi eğitim kurumlarına kayıtları gerçekleştirilebilir.

66 ayını doldurmuş ve ilkokul dönemine gelmiş çocukların sağlık raporları veya veli yazlı talebi gereğince ilkokul kayıtları bir yıl ertelenebilir ve okul öncesi eğitim kurumlarında öncelikli kayıt hakkı kazanır.

Türkiye’de Okul Öncesi Eğitimin Çocuklara Kazandırdığı Farklılıklar

Türkiye, özellikle son yıllarda okul öncesi eğitime gereken önemi vermiş ve erken çocukluk eğitiminin olumlu etkilerini almaya başlamıştır. Çünkü erken çocukluk eğitimi sadece çocuğa değil; aileye, topluma, ekonomiye ve çağdaş gelişime katkı sunan önemli bir eğitim aşamasıdır. Bu konuda Türkiye’de oldukça etkin olan Anne Çocuk Eğitim Vakfı (AÇEV) erken dönem eğitim ile ilgili şu şekilde bir sonuca varıyor;

Çocukların uzun vadede daha üretken,
Sorun çözmede daha etkin,
Yaratıcı
Dilsel, zihinsel, fiziksel ve sosyal gelişimlerinin ileri düzeylerde,
Toplumsal suçlarda azalma,
Eğitim kalitesinin ve niteliğinin artması,
Toplumda vasıflı ve kalifiye elemanların sayısının artması,

Gibi olumlu gelişmeler sadece okul öncesi eğitimle mümkün olmaktadır.

Türkiye’de erken eğitim dönemi her çocuk için 5 yaşında başlar. Ancak özel eğitim kurumlarında 3 yaşını doldurmuş her çocuk okul öncesi eğitim programlarına katılabilir. Türkiye’de okul öncesi eğitim için devlet ailelere belli miktarlarda destek yardımı da yapmaktadır.

Av. Batın Yılmaz

Potansiyel bir iş sözleşmesini yansıtan yukarıdaki şartlar yalnızca ek tartışmalar için bir temel olarak sunulmuştur ve yasal olarak bağlayıcı bir yükümlülüğü yoktur. Tüm tarafların dahil olduğu bir sözleşme son haliyle yazılı olarak yapılmadıkça yasal olarak bağlayıcı hiçbir yükümlülük oluşmayacak, olduğu ima edilmeyecek ya da olduğu sonucuna varılmayacaktır.

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu